Artık dişlerde kalıcı beyazlık mümkün
Son teknoloji ürünü ”Zoom 2” tekniğiyle, dişe zarar vermeden ve hassasiyet gelişmeden renk iki ton açılabiliyor. Yaklaşık 45 dakika süren işlemin yapıldığı teknikle, diğer beyazlatma yöntemlerine göre minimum hassasiyet, maksimum beyazlatma ve maksimum kalıcılık elde ediliyor.
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Operatör Dr. Orhan Murat Özdemir yaptığı açıklamada, son yıllarda yapılan operasyonlar arasında çene ve diş estetiğinin de artmaya başladığını söyledi.
Çene ve diş estetiğinin yüzdeki en önemli unsurlardan biri olduğunu vurgulayan Özdemir, ağız, diş ve yüz estetiğinin birbirini tamamladığını belirtti. Özdemir, yüz, çene ve dişlerin, insanların sosyal hayattaki en önemli kimlikleri olduğunu dile getirerek, ”Karşınızdaki insan da oluşturduğunuz ilk intiba yüzünüz, gülüşünüzle alakalıdır. Diş ve çene estetiği yüz estetiğinin önemli bir parçası ve tamamlayıcısıdır” dedi.
Bu konuda plastik cerrahi uzmanları ile diş hekimlerinin ortaklaşa operasyon yaptıklarını ifade eden Özdemir, insanların kendilerine duyduğu saygı ve güvenin hayatlarındaki başarı grafiğini doğrudan etkileyeceğini, bunun için iyi bir gülüş ve yüz estetiğinin çok önemli olduğunu söyledi.
Özdemir ayrıca, görünüm açısından hoş görünmeyen çil, leke ve kırışıklıkların sağlık açısından sorun oluşturmazken, diş ve çenedeki sorunların çirkin görünümün dışında sağlık açısından da çeşitli problemlerin habercisi olabildiğine işaret etti.
Bilinçsiz antibiyotik kullanımı dişlerde leke yapıyor
Artplast Kliniği Diş Ünitesi Sorumlusu diş hekimi Murat Er de diş eksikliği, dişlerde çarpıklık, çürük, kırılma ve aşınma gibi sorunların diş sağlığı ve estetiğinde öne çıkan başlıklar olduğunu söyledi.
Küçük yaşta bilinçsiz antibiyotik kullanımından kaynaklı renk değişiklileri ve lekelerin de problemler arasında yer aldığını ifade eden Er, ”Bu dönemde yanlış antibiyotik veya ilaç kullanımına bağlı renklenmeler, özellikle tetrasiklin grubu antibiyotiklerin çocuk yaşta kullanımı dişlerde grimsi kalıcı renklenmelere sebep olur” diye konuştu.
Er, bu konuda ilk bilgilendirilmesi gereken kişilerin anneler olduğuna işaret ederek, bebeklere için ballı emzik kullanımının çok yanlış olduğunu, uygulama sonrasında süt dişlerinin tamamının çürüdüğünü vurgulayarak, parmak emme veya fizyolojik olmayan emzik ve biberon kullanma sonucunda da damak ve dişlerin şeklinin bozulduğuna dikkati çekti.
Özellikle çocukların beslenmesinde doğal olmayan katkı maddesi içeren cips, şokella, kola, çikolata gibi gıdaların tüketilmesinin de dişler için çok zararlı olduğunu belirten Er, flour kullanımının çocuklarda 9 yaşına kadar çürükleri önleyici etkiye sahip olduğunu söyledi. Er, ”Flour, çocuklara besinler yoluyla diş macunlarının içerisinde, şebeke suyu vasıtasıyla veya flour tabletler yoluyla verilebilir” dedi.
Süt dişlerinin zamanından önce çekilmesi çarpıklık nedeni
Çene ve yüz bölgesinde bozuklukların da çocukluk döneminde kendini gösterdiğini ifade eden Er, bunların erken yaşlarda teşhis edilerek ortodontik çözümlerle düzeltilebileceği belirtti.
Er, büyüme ve gelişim tamamlandığında bu tür bozuklukların giderilememesi halinde, sorunun 18 yaşından sonra ancak cerrahi veya protetik çözümler ile ortadan kaldırılabileceğini vurguladı.
Cerrahi çözümlerin, daha çok çene ve yüz bölgesi için, protetik çözümlerin ise dişlerle alakalı problemlerin çözümünde kullanıldığını anlatan Er, diş çarpıklığının çenelerin küçük olması, alt çenenin önde olması gibi doğuştan gelen sorunlardan kaynaklanabildiğini söyledi.
Er, süt dişlerinin olması gereken zamandan daha önce çekilmesi halinde, ilerleyen dönemde çıkacak dişlerde çapraşıklık oluşma riskinin bulunduğuna dikkati çekti.
45 dakikada dişlerde kalıcı beyazlık
Pipo içmek, kalem ısırmak, çekirdek çitlemek gibi eylemlerinde dişlerde aşınmaya yol açabildiğine işaret eden Er’in verdiği bilgiye göre, ilaçtan kaynaklı renklenmelere karşı diş estetiği için ”Zoom 2 diş beyazlatma yöntemi”, ”Lamine” ya da ”Zirkonyum” kaplama yapılabiliyor.
Dişlere uygulanan kanal tedavileri neticesinde dişlerde renk bozuklukları (gri renkte diş) olabiliyor. Bu durumdaki dişlere gerçek dişle ayırt edilmeyecek ”porselen kaplama” diş uygulanabiliyor.
Dişleri beyazlatmak için piyasada bulunan hidrojen peroksit bazlı jel kıvamındaki ürünler, iri partiküllere sahip ve sürekli kullanıldığında dişte doku kaybı ve hassasiyete yol açabiliyor. Bu nedenle dişe zarar vermeden ve kalıcı beyazlık elde edebilmek için ”Zoom 2” sistemi yapılıyor.
FDA onayına sahip bu sistemde dişler 45 dakikalık bir ışın tedavisine tabi tutuluyor. Beyazlatma işlevi gören hidrojen peroksit ultraviyole ışınlarıyla birlikte dişlere uygulanıyor. Zoom 2’nin ışığı, jeli aktive ederek yapısındaki oksijeni açığa çıkarıyor. Oksijen, dişin yapısında değişiklik yapmadan renklenmeleri beyazlatıyor. Güzellik açısından diş rengi 1-2 derece açılabiliyor. Bakım kurallarına dikkat edildiğinde dişlerdeki beyazlık iki seneye korunabiliyor.
Diğer beyazlatma yöntemlerine göre minimum hassasiyet, maksimum beyazlatma ve maksimum kalıcılık sağlayan yöntem, en güvenli seçenek olarak gösteriliyor. Yöntem, ayrıca çocukken yanlış antibiyotik kullanımının yol açtığı kalıcı diş lekelerini de büyük ölçüde giderebiliyor.
Porselen dişlerin de kişiye uygun renkte ve büyüklükte yapılması gerekiyor. Doğal olmayan beyazlığa sahip diş rengi tavsiye edilmiyor. Diş estetiğinde, doğal dişten ayırt edilemeyecek biçimde zirkonyum üzerine porselen ya da sadece porselen kaplamalar öneriliyor.
YORUMLAR