Çocuğum aşık oldu, ne yapmalıyım?
Bu bütün anne-babalar için sihirli bir cümledir. Bir anda o küçük yaramazın büyüdüğünü fark edersiniz. Bir yandan da “Bu çocuğun boyu posu ne ki aşık olsun.” diye düşünür ve aslında ne hissettiğini merak edersiniz.
Psikolog Serap Duygulu, “Hemen belirtelim ki, çocuklar gerçekten de aşık oluyorlar. Sevgi anlamında gerçekten de bir aşk yaşıyorlar. Biz yetişkinlerden henüz cinsel kimlikleri gelişmediği için ve hormonal faaliyetleri başlamadığından sadece bu yönüyle ayrılıyorlar, ancak duyguları çok yoğun ve gerçekçidir.” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
“Gelişim dönemlerine baktığımızda çocuk kendisinin başkalarından farklı bir birey olduğunu bir yaşının bitimiyle beraber fark etmeye başlar. Ardından da başkalarından bağımsız kararlar alabildiğini, insanlara isteklerini kabul ettirebildiğini de net olarak algılar. Üstelik yapabildiklerini gördükçe yeni davranış kalıpları oluşturmaya başlar.” diyor. Bu dönemde çocuğunuzun karakterinin yapı taşları yerlerine oturur. Hayatın ilk birkaç yılında en önemli varlık siz olursunuz.
Çocuğunuzun, merkezinde yer alan yegane sevgi nesnesi durumundayken yaklaşık 3 yaş civarı dengeler değişmeye başlar. Bu 3–6 yaşlar arasını kapsayan ilginç bir dönemdir. Çocuklar cinsiyetlerinin aksi yönde sevgilere yönelirler. Cinsel kimlikler oluşmaya başlar.
Kız çocuklar babalarına tutkuyla bağlanırken, erkek çocuklar için anne bir tanrıça konumuna geçer. Bütün bu süreçler son derece normal ve olması gereken dönemlerden oluşur. Cinsel kimlikler oluşurken çocuklar başka bireylere ve özellikle yaşıtlarına yönelirler. Artık ilgi alanları karşı cinsten akranları olur.
Ebeveynle özdeşim kurmak
Aşık olduğunu söyleyerek karşınızda duran çocuğunuza bakarken, bu duygunun çocuğunuzun gelişimi için olması gereken sağlıklı bir durum olduğunu bilmelisiniz. Çocuklar hayatlarındaki her şeyi modelleme ve sembolize etme yoluyla öğrenirler.
Kız çocuklar, annesini model alarak önce en yakınındaki erkeğe yani babasına aşık olur. Erkek çocuk da babasını modelleyerek, annesine karşı bu duyguyu geliştirir. Bunlar çocukların gelişiminde önemli dönemeçlerdir. Bu duygular sırasında nasıl davranacağını bilmeniz hem çocuğunuzun gelişimi açısından hem de cinsel kimliğini bulması bakımından çok önemlidir.
Burada yapılabilecek en büyük hata; çocukla alay edilmesi ve duygularının hafife alınmasıdır. O, son derece sağlıklı bir şekilde aslında sizi taklit etmekte ve hayatının ilk basamaklarını geçmektedir. Sosyal bir birey olmasının yolu da başkalarına karşı değişik duygular geliştirebilmesi ve bunu doğru biçimde ifade edebilmesidir. Bütün bu nedenlerden dolayı sizin tavrınız önemlidir.
Çocuğunuz, okul öncesi dönemde yakın arkadaş çevrelerinden arkadaşlarına aşık olurken, daha büyük yaşlarda bir şarkıcıya ya da bir oyuncuya karşı bu duyguları hissedebilir.
Bu süreçler de normaldir, ancak durumu dikkatle izlemelisiniz eğer çocuk sadece bu tip bir aşkla yetiniyorsa sosyalleşmeyle ilgili ya da kendine güvenle ilgili bazı sorunlar oluşabilir. Elbette bir ünlü idol olarak ilgisini çekebilir ama başka bir arkadaşa yönelik somut bir duygu da yaşamalıdır.
Burada kendinize dönük eleştirilerde bulunmanız gerekebilir. Belki de çocuğunuz size duygularından bahsettiğinde, ona takındığınız tavırdan incinmiş ve size artık anlatmaktan vazgeçmiş olması da mümkündür. O nedenle çocuğunuzla olan ilişkinizde davranışlarınız son derece önemlidir.
Arkadaşları, çocuğunuzun hayatına girer ve çıkarlar ama siz birbirinizin hayatında kalıcısınız. Onun size olan güveni her şeyden önemlidir. Bu öneme uygun olarak davranmalı ve onların sizi modellediklerini göz önünde bulundurmalısınız.
Nasıl tepkiler vermeli ve ne yapmalı?
Nasıl tepkiler vermeli ve ne yapmalı?
Her ne olursa olsun çocuğunuz, size birisine aşık olduğunu söylüyorsa, mutlaka ve öncelikle onu dinlemelisiniz. Son derece ciddiye alarak, alay etmeden ve önemseyerek, çünkü size en önemli şeyden yani duygularından bahsediyor. Bir çocuğun sahip olduğu bundan daha önemli başka bir şey yoktur. Üstelik ona önem vermek ve onu dinlemek daha pek çok açıdan önemlidir:
– Sağlıklı bir iletişimin temeli öncelikle dinlemekten geçer. Onu dinlemelisiniz.
– Çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimine saygı göstermek, onun da saygı göstermeyi öğrenmesini sağlar.
– Kendine güven duyan bir birey olması için asla alay etmemeli, duygularını hafife almamalısınız.
– Size güven duymasını sağlamanız önemlidir. Aranızdaki yakınlığı artırır, iletişimi kolaylaştırırsınız.
– Onu dinlemeniz, büyüme aşamalarında da size danışmasını ve yaşadıklarını sizinle paylaşmasını sağlar.
– Siz onu dinlediğiniz için o da sizi dinler ve fikirlerinize önem verir.
– Duygu ve düşüncelerini ifade etmekten sıkılmaz, çekinmez ve başkalarının duygularına da önem verir. Empati kurmayı öğrenir.
– Birbirine önem veren, birbirine saygı gösteren bireylerden oluşan bir aile ortamında sağlıklı bir yetişkin olarak büyür ki bu en önemli kazanımdır.
Sonuç olarak çocuğunuz, duygularını nasıl ifade ederse etsin, onu ayıplamadan, eleştirmeden, kızmadan ve utandırmadan dinlemeniz gerekiyor. Çocuğunuz hayatındaki en önemli duyguları açıklarken aile olarak davranışınız çok önemlidir. O duygularını anlattıktan sonra ona ne hissettirdiğinizi anlamaya çalışmalısınız.
– Suçluluk duyuyorsa,
– Sizinle konuşmaktan kaçınıyorsa,
– Size öfkeli davranıyorsa,
– Artık aşkından ya da duygularından bahsetmiyorsa, doğru bir tutum takınmadığınızı düşünmelisiniz.
Öneriler
Çocuğunuz, sizin çocuğunuz ve dolayısıyla da onu en iyi siz tanırsınız, ancak emin olun çocuklar sizin onları tanıdığınızdan daha iyi sizi tanırlar çünkü o toplam yaşı kadarlık bir süredir sizin hayatınızdayken, siz onun bütün ömrü boyunca hayatında yer alıyorsunuz. Bu ne demektir? Çocuklar sizin ne hissettiğinizi, ne düşündüğünüzü, bir şey söylerken aslında ne demeye çalıştığınızı çok iyi bilirler.
Dolayısıyla çocuğunuzla konuşurken ya da onu dinlerken:
– Samimi ve dürüst olun.
– İnanmadığınız bir konuda çocuğunuzu ikna etmeye çalışmayın.
– Çocuğunuza zaman ayırın, ertelemeyin. Duyguların ertelenmeyeceğini unutmayın.
– Olur olmaz yerde çocuğunuzun size anlattıklarını başkalarına anlatmayın.
– Duygularıyla alay etmeyin ve başkalarının da alay etmesine izin vermeyin.
– Çocuğunuzun küçük olması demek yaşadıklarını da küçük görmenize yol açmamalı. Onu ve duygularını ciddiye alın.
– Çocuğunuz kendi anlatmak istediği sürece onu dinleyin ve yargılamalarda bulunmayın. Aşık olduğunu söylediği arkadaşını eleştirmeyin. Bu büyük hata olur. Size olan güvenini kaybedersiniz.
– O anlatmadıkça durup durup aşkından konu açmayın ve zorla anlattırmaya çalışmayın.
YORUMLAR