GLP-1 hormonu ile diyabet tedavisi
Houston Baylor Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alan Garber, diyabet hastalığının tedavisinde GLP-1 hormonunun oldukça iyi sonuç verdiğini belirterek, ”Günde bir kez enjeksiyon yoluyla GLP-1 hormonu verilen hastaların, eski tedavi yöntemlerini kullanan hastalara göre hem glikoz seviyesi daha iyi kontrol altına alınıyor, hem de hastalar kilo veriyor” dedi.
Houston Baylor Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alan Garber, diyabet hastalığının tedavisinde GLP-1 hormonunun oldukça iyi sonuç verdiğini belirterek, ”Günde bir kez enjeksiyon yoluyla GLP-1 hormonu verilen hastaların, eski tedavi yöntemlerini kullanan hastalara göre hem glikoz seviyesi daha iyi kontrol altına alınıyor, hem de hastalar kilo veriyor” dedi.
Düzenlenen basın toplantısında, diyabet tedavisi için ilaç olarak ruhsatlandırma çalışmaları süren ve hastalığın daha kısa sürede kontrol altına alınmasını sağladığı gibi şişmanlatmayan ve yan etkileri az olduğu belirtilen GLP-1 hormonu hakkında bilgi verildi.
Toplantıda konuşan Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, diyabet hastalığını kesin ve radikal olarak tedavi etme şansının bulunmadığını, bu nedenle sürekli yeni tedaviler üzerinde çalışıldığını aktardı.
Türkiye’de yaklaşık 3 milyon diyabetli bulunduğuna dikkati çeken Yılmaz, tip-2 diyabetin, dünyanın en yaygın hastalıklarından biri olduğunu ve son 20 yılda çok hızlı bir artış gösterdiğini söyledi.
”Bu şu anlama geliyor ki önümüzdeki 20 yıl içinde dünyada 500 milyon insan bu hastalıktan etkilenecek” diyen Yılmaz, Birleşmiş Milletlerin ilk kez bulaşıcı olmayan bir hastalık için tüm dünyada sağlık otoritelerini eylem birliğine çağırdığını, Dünya Sağlık Örgütünün de bu hastalık konusunda tüm sağlık örgütlerini uyardığını kaydetti.
21. Yüzyılın getirdiği hastalık
Prof. Dr. Yılmaz, diyabetin, 21. yüzyılın insanlara getirdiği yeni hayat modelinden kaynaklandığı ve beslendiğini, hızlı yemek yeme, bilgisayar ve televizyon başında geçirilen uzun saatler, spordan, doğadan uzaklaşma, stresli yaşam gibi faktörlerin hastalığın oluşmasında etkili olduğunu belirtti.
Diyabetin yılda 3,2 milyon kişinin ölümüne neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yılmaz, hastalığın tedavi edilmediği durumlarda organlarda ciddi tahribata yol açtığını anlattı.
Prof. Dr. Yılmaz, diyabetin en önemli özelliğinin sinsi bir hastalık olması ve uzun süre klinik bulgu vermemesi olduğunu ve pek çok hastalığın özellikle de kardiyovasküler hastalıkların da tetikleyicisi durumunda bulunduğunu söyledi.
GLP-1 Hormonu
Houston Baylor Tıp Fakültesi Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Bölümü öğretim üyesi, Amerikan Diyabet Birliği Teksas Temsilcisi Prof. Dr. Alan J. Garber da ABD’de 23 milyon diyabetli bulunduğunu belirterek, semptomların olmamasının, bu hastalığın kişide bulunmadığı anlamına gelmediğine dikkati çekti.
Garber, ”Pankreas yetersizlik göstermeye, belirtilerden çok önce başlayabiliyor. ABD’de 53 milyon prediabetik hasta var. Yani her 1 diyabet hastasına 1 prediabetik hasta düşüyor. Bu, aslında diyabet teşhisi konulmadan 10 yıl önce başlayabilen bir süreç” dedi.
Pankreasın içindeki şeker düzeyini kontrol eden faktörün, tüketilen gıdalar olduğunu anlatan Prof. Dr. Garber, gıda tüketimiyle birlikte mideden pankreasa ne kadar insülin salgılaması gerektiğine yönelik sinyaller gittiğini, diyabet hastalığında ise bu sürecin bozulduğunu söyledi.
Diyabet tedavisi için üzerinde çalışılan GLP-1 hormonunun pankreasın insülin yanıtını yeniden uyandırdığını kaydeden Garber, öte yandan, diyabet hastalarının önemli sorunlarından kilo sorununa da doygunluk hissi yarattığı için olumlu etki ettiğini ve kilo vermeye neden olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Garber, ”GLP-1 hormonu, diyabet hastası olanların hastalıkla başa çıkmasında diyabet hastası olmayıp aday olanlarda hastalık gelişiminin engellenmesinde etkili olabilecek. 2 yıldır bu tedaviyi gören ve takipte olan hastalar var. Günde bir kez enjeksiyon yoluyla GLP-1 hormonu verilen hastaların, eski tedavi yöntemlerini kullanan hastalara göre hem glikoz seviyesi daha iyi kontrol altına alınıyor, hem de hastalar kilo veriyor” diye konuştu.
Diyabet hastalarında, pankreastaki insülinin giderek azaldığını ve daha fazla ilaç kullanma ihtiyacı doğduğunu vurgulayan Garber, ”Ama GLP-1 hormonu sayesinde erken dönem diyabeti çok kısa sürede kontrol altına alabiliriz ve yan etkileri de çok daha az” dedi.
Prof. Dr. Garber, hayvanlar üzerindeki çalışmalarda bu yeni hormonun pankreasta insülin salgılayan hücrelerin yenilenmesine neden olduğunun görüldüğünü vurguladı.
Novo Nordisk İlaç Firması Medikal Danışmanı Doktor Tanzer Balkır da GLP-1 hormonunun vücutta normalde bulunduğunu ancak üretildikten 2 dakika sonra enzimler tarafından parçalandığını söyledi.
Enjeksiyonla dışarıdan verilen GLP-1 hormonunun ise vücutta oldukça kalıcı olduğuna işaret eden Balkır, ”Yapılan çalışmalar çok olumlu ve ruhsatlandırma çalışmaları devam etmekte” dedi.
YORUMLAR