Hepatite karşı yeni nesil aşı

Hacettepe Üniversitesi’nden (HÜ) kimya ve tıp araştırmacıları, Türkiye’de her yıl 100 bin yeni vakanın görüldüğü hepatit hastalığından korunmak için yeni bir aşı yöntemi geliştirdi.

Yapılan çalışmada, ”moleküler baskılama tekniği” ile aşı için gereken koruyucu proteinler kandan direkt olarak saflaştırıldı. Literatürde bir ilke imza atan bu çalışmayla, mevcutların aksine hepatite karşı anında direnç geliştiren aşıların üretim yolu açıldı.

Çalışma, Türkiye’de ABD kaynaklı milyonlarca dolarlık pazar payına sahip aşılara olan dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması için fırsat olarak gösteriliyor.

HÜ Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Adil Denizli, Hepatit B virüsü (HBV) ve bu virüse bağlı enfeksiyonların tüm dünyayı ilgilendiren bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı.

Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 75’inin enfeksiyon riskinin yüksek olduğu bölgelerde yaşadığını, dünya genelinde 2 milyardan fazla HBV enfeksiyonu ile 350 milyon kronik hastanın bulunduğunun rapor edildiğini aktaran Denizli, Türkiye’de de yılda 100 bin yeni enfeksiyona rastlandığını bildirdi.

Enfeksiyondan korunma yollarının başında aşılanmanın geldiğini vurgulayan Denizli, dünya genelinde kullanılan aşıların büyük oranının ABD kaynaklı olduğunu kaydetti.

Günümüzde hepatit için kullanılan ”Rekombinant DNA” aşıların her koşulda kullanılamadığını belirten Denizli, aşı uygulanan bazı kişilerde gerekli antikorların oluşmadığını ve bu nedenle de aşının tutmama ihtimalinin bulunduğunu kaydetti. Denizli, aşıların 6 ayda 3 ayrı doz ile yapıldığına ve etkisi için 6 hafta beklemek gerektiğine de işaret etti.

Özellikle enfeksiyon riskinin yüksek olduğu bölgelere yapılan ziyaretlerde, karaciğer nakil ameliyatlarında, doğum sırasında anneden kaynaklanabilecek hastalığın bulaşması ihtimalinde ve uzun dönemde tekrar enfeksiyon riskinin bulunduğu durumlarda hepatit B yüzey antipatisi (HBsAb)olarak adlandırılan koruyucu proteinlerin aşı olarak kullanıldığını bildiren Denizli, bu proteinin kaynağı olarak genetiği değiştirilmiş bitkilerin ya da hasta insan plazmalarının kullanıldığını söyledi.

HBsAb’lerin çok iyi saflaştırılması gerektiğine işaret eden Denizli, bu işlemler için mevcut sistemlerin hem maliyet hem de saflık açısından yeterli olmadığını ifade etti.

Literatürdeki ilk yöntem

Denizli, HÜ’de başkanlığını yaptığı ve Dr. Lokman Uzun, Prof. Dr. Serhat Ünal ve Prof. Dr. Rıdvan Say’ın oluşturduğu ekibin, HBsAb saflaştırılması için hazırladığı ”moleküler baskılanmış polimerleri” doğrudan hasta plazmasından HBsAb antipatilerin saflaştırılması işlemini gerçekleştirerek literatürde bir ilke imza attığını bildirdi.

Bu sistemlerin baskılanan hedef molekülü tanıma bölgelerine ve yüksek kararlılığa sahip olduklarını anlatan Denizli, bunların kuvvetli asit, kuvvetli baz ve organik çözücüler ile farklı sıcaklıklarda temas ettiklerinde bile molekülleri tanıma özelliklerini koruduklarını ifade etti.

Yeni yöntemin avantajları

Moleküler baskılama sistemini kullanarak geliştirdikleri yöntemde, insan plazmasından gerekli saflaştırma işlemlerini mevcut yöntemlere göre çok daha iyi gerçekleştirdiklerini belirten Denizli, yeni yöntemleriyle ilgili şu bilgileri verdi:

”Hastalardaki Hepatit B yüzey antikorunu moleküler baskılama yöntemiyle saf bir şekilde ayırmayı başardık. Hastanın plazmasından bu antikorları izole ettik ve bunları daha sonraki basamak olan aşı yapımı için hazır hale getirdik. Çalışmamızda kullandığımız saflaştırma yönteminin günümüz yöntemlerine göre büyük avantajları bulunuyor. Bu yöntemde saflaştırma teknikleri tekrar tekrar kullanıldığından maliyet oldukça düşüyor. Hatta aşıların maliyetinin onda bir oranında azaltılması da mümkün hale geliyor.”

Denizli, normal aşıların vücudun bağışıklık sistemini harekete geçirdiğini, bu nedenle de vücudun sanki hasta olmuş ve ardından da yenmiş gibi bir bağışıklık kazandığını anlatarak, ”Günümüz aşılarında bağışıklık ömür boyu sürüyor ancak yeni yöntemle yapılan aşılarda koruma belli sürelerle ve anında etki edebilecek.

Vücuda verilen yabancı bir madde vücudun savunmasını ve güvenliğini sağlayacak ve bir süre sonra vücuttan atılacak. Bunu ilaç gibi düşünebiliriz. Söz konusu çalışmanın sonuçlarıyla Türkiye’de yeni hepatit aşılarının üretilebilmesi için yeni bir kapı aralandı” dedi.

Prof. Dr. Denizli ve ekibi geçtiğimiz yıl hepatit teşhisinde kullanılan ithal testlere alternatif, mevcut yöntemlere göre çok daha ucuz yeni bir yöntem geliştirmişti.

YORUMLAR

Siz de konu hakkındaki görüş ve düşüncelerinizi bize iletebilirsiniz.

İsim (zorunlu)

E-posta (yayımlanmaz) (zorunlu)