Gözde ‘sarı nokta” olarak adlandırılan ve görmeyi sağlayan ‘makula’nın hastalığı olan ‘Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu’nda beslenmenin önemli etkisi bulunuyor.

Makulanın renk ve keskin görmenin gerçekleştiği yer olduğunu belirten İstanbul Retina Enstitüsünden Prof. Dr. Murat Karaçorlu, içinde sarı rengi veren pigmentler bulunduğu için bölgeye ”sarı nokta” dendiğini ifade etti. Bu pigmentlerin gözü zararlı ışınlardan koruduklarını dile getiren Prof. Dr. Karaçorlu, şunları kaydetti:

”Sarı nokta, her sağlıklı gözde bulunan, retina yani ağ tabakada, tam merkezdeki bir milimetrelik bir alanı işgal eden anatomik bir bölgedir. Halk arasında kullanılan ‘sarı nokta hastalığı’ ile de aslında ‘Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu’ kastedilmektedir.”

Sarı noktanın diyabet, doğumsal-kalıtsal hastalıklar, travmalar, retina yırtılması ve delinmeleri gibi çok sayıda hastalıktan etkilenebildiğini de belirten Prof. Dr. Karaçorlu, ”Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu”nun da bu hastalıklardan sadece bir tanesi olduğunu ifade etti:

Beslenme değiştirilebilir risk faktörüdür

”Sarı noktanın bir hastalığı olan ‘Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu’nda beslenme, değiştirilebilir bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Hastalığın ilerlemesinin önlenmesi için besin desteğine ihtiyaç bulunmaktadır. Bunlar Omega 3, lutein (bitkilerde bulunan sarı renkli organik bir renklendirici) ve antioksidanlardır.

Omega 3, somon, morina ve ton balığı gibi derin deniz balıklarında; lutein, ıspanak, brokoli gibi yeşil sebzelerde ve sarı renkli meyvelerde; antioksidanlar ise bazı sebze, meyve, tahıl ve baklagiller ve benzeri besinlerde bulunmaktadır.

Ancak bu ögeler besinlerde düşük konsantrasyonda bulunuyor. Dolayısıyla hastalığı önlemek için gerekli miktarı besinler yoluyla almak çok güç olabiliyor. Bu ögeler, vitamin desteği olarak kolayca dışarıdan alınabilir. C ve E vitaminlerinin birlikte alınması, özellikle retinanın görme merkezi gibi davranan makula bölgesinde yaştan kaynaklanan bozulmaların ilerlemesini yavaşlatabiliyor.”